TREBİNJE
- pglbtmz
- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur
(Bosna Hersek'te bir şehir)

Her yolculuk insanın kalbine bir iz bırakır derler ya..
İşte Trebinje, bende tam da böyle bir iz bırakan şehirlerden biri oldu. Hiçbir acelem yokmuş gibi hissettiğim, her adımda yeni bir güzelliğe denk geldiğim, zamanın ağır ağır aktığı o huzurlu şehir…
Mostar'dan yola çıktık yaklaşık 2 saatlik bir yolumuz vardı. Yollar o kadar güzeldi ki adeta büyülenmiştik. Aslında bir yandan da bizim köy yollarına benziyordu, fakat daha yeşil daha renkli ağaçlar düşünün..
Trebinje'ye vardığımızda;
Sokaklar sakindi, dükkan sahipleri yeni yeni kepenk açıyordu. İlk iş olarak Trebišnjica Nehri kıyısında yürümek istedim. Su o kadar sakin akıyordu ki, sanki şehrin tüm huzuru nehirden yayılıyordu.

Sonra kendimi taşlarla döşenmiş sokaklarda kaybolurken buldum. Sıcacık bir güneş vardı ve gölgede kalan sokaklar mis gibi serindi. Her köşe başında tarih kokan bir yapı, sessiz bir çarşı veya gülümseyen bir yüz…
İçeri adım attığım küçük bir kafede, yaşlı bir amcayla sohbet ettim. Bana Trebinje’nin nasıl huzurlu bir şehir olduğunu anlattı. “Burada zaman hızlı akmaz,” dedi, “bizim ritmimiz hep yavaş.”
Gerçekten de konuşurken bile kelimeleri ağır ağır seçiyordu.
HERCEGOVACKA GRACANİCA TAPINAĞI
(Trebinje, Bosna Hersek'te bir manastır)

Günün en büyülü anıysa şehrin tepesine çıkan o kıvrımlı yolun sonunda beni bekliyordu. Hercegovacka Gračanica Manastırı’na vardığımda Trebinje ayaklarımın altında uzanıyordu.
Güneş, dağların arkasına saklanmaya hazırlanırken şehir altın sarısına boyandı. Rüzgar hafifçe saçlarımı savuruyordu, ben ise sadece izliyordum…
Hayatın en güzel anları çoğu zaman böyle sessiz olur ya; işte o an Trebinje’ye kalbimin bir köşesini bıraktığımı anladım.
O gün Trebinje bana şunu öğretti:
Her seyahat bir keşif değil; bazen bir duruş, bir nefes, bir dinginliktir.
Bu küçük şehir, acele etmeden gezmeyi, her anı doya doya yaşamayı ve kalabalıklardan uzakta da büyük mutluluklar bulunabileceğini hatırlattı bana.













Yorumlar